Hikaye

HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK ARZULARIMDAN BİRİSİ DE film senaryosu yazmaktı;

İzlediğim filmler veya okuduğum kitaplar değil, benim ve birçok insanın gerçek hayatta yaşadıklarıydı esin kaynağım.

2016 yılındaki kurban bayramında kendime verdiğim ödül olarak aldığım yeni tabletimden edindiğim heves ile bunu yapmaya karar verdim. Bir hafta – on gün düşünme süresi geçirdiğim esnada, henüz yazmaya başlamamış olmama rağmen, önce ismi belirdi aklımda. Kesinlikle adı “TANIŞMA” olmalı dedim içimden. Açtığım boş Word belgesinin ilk sayfasına yazdığım isimden sonra, her şey bir anda çorap söküğü gibi gelmeye başladı.

Çok enteresandır ki konuyu tamamen bildiğim halde, nasıl yazıp başlayacağımı bilmememe rağmen, sanki yazacağım şey beni ele geçirmiş gibi bir anda durmadan ve bıkmak usanmak bilmeden yazmaya başladım. Ve yine enteresandır ki her gün dört – beş saat aralıksız yapmaya başladım bu garip işi.

Kitabımın neredeyse yüzde seksenlik kısmını arabamı yol üzerindeki ilk beğendiğim yere park edip yazarak tamamladım. Bunu yaparken bir paket sigara, bir küçük su, bir tane de gofret eşliğinde kısık sesle müzik dinleyerek yaptım. Biraz önce bahsettiğim şekilde uzun saatlerce yazdığım halde asla bundan sıkılmadım, aksine yazamadığım zamanlarda içimin sıkıldığını hissettim.

Her günlük yazma işimi tamamladıktan sonra gerçek hayata dönmek yaklaşık yarım saatimi alıyordu. Bunu yaşadığım zaman anlamaya başladım ki yazdıklarım beni içine çekiyor, kitabın içine giriyordum.

Şuan ise bütün karakterler insan olsun olmasın gerçek formları ile aklımın içerisinde yaşıyorlar…